RTÜK (Radyo Televizyon Üst Kurulu) artık internete de el atıyor. İnternet dizilerine sansür geliyor! İnternetten yayın yapacaklar nelere dikkat etmeli ve neler yapmalı? Yeni kanuna göre bu soruları fazlasıyla duyacağız.
Geçtiğimiz haftalarda meclise sunulan yasa tasarısı, meclis tarafından kabul edildi. Bu yasaya göre artık RTÜK (Radyo Televizyon Üst Kurulu) internet üzerinden yayınlanan dizilere, televizyonda yayınlanan dizilerin web üzerinden yayınlanan sansürsüz versiyonlarına ve Youtube üzerinden yayın yapan kullanılara sansür uygulayabilecek. Bu yayın ve diziler küfür, müstehcen içerik vb. kural dışı içerikler yayınladığında ise RTÜK tarafından para cezasına tabi tutulacak ve de kurul kararınca doğru bulmadıkları yayınları sonlandıracaklar.
İnternet üzerinden yapılan görüntülü ve sesli yayınlara sansür getiren düzenlemenin kapsamı ile ilgili hazırlık çalışmalarına henüz başlanmadığı öğrenildi. Yasa tasarısına göre, kapsam ve diğer ayrıntılar için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile RTÜK tarafınan bir yönetmelik hazırlanacak. Yönetmeliğin çıkarılması için belirlenen 6 aylık süre içinde BTK ve RTÜK arasında ortak bir komisyonun kurulacağı öğrenildi. Sansürün kapsamı bu çalışmalar sırasında belirlenecek.
Düzenlemeye Göre İlk Cezalar Geldi!
RTÜK, internet yayınlarını gözaltına alan düzenlemenin Meclis’te yasalaşmasını beklemeden, TV kanallarının internette yayınlanan “bip”siz ve “buz”suz versiyonlarını cezalandırmak için adım attı. Tasarının, televizyon kanallarının, internet siteleri üzerinden yapılan yayınlarının da RTÜK denetime girmesini öngördüğü belirtilirken RTÜK yasanın nasıl uygulanacağını ortaya koyacak bir karar hazırlandı. Show TV’de yayımlanan ‘Çukur’ adlı dizi için hazırlanan ve dizide kullanılan küfürlerin deşifre edildiği uzman raporunda, “Dizinin televizyonda yayımlanan bip’lenmiş yayını ile internet sitesinde yer alan sansürsüz hali beraber değerlendirildiğinde; argo ve küfür niteliğindeki ifadeleri söyleyen kişinin ağız hareketlerinden söz konusu ifadelerin ekran başındaki izleyiciler tarafından anlaşılabileceği görülmektedir” ifadeleri kullanıldı. Dünkü Üst Kurul toplantısında rapor gündeme geldi, ancak bir üyenin toplantıya katılmaması nedeniyle, oylamada eşit sonuç çıktı Kanalın cezalandırılıp cezalandırılmayacağı önümüzdeki hafta belli olacak.
Düzenleme ile beraber gelen bir diğer cezada, Adnan Oktar ve yayın ailesine kesildi. RTÜK, Adnan Oktar’ın sahibi olduğu A9 kanalına beş kez program durdurma ile en üst düzeyden idari para cezası verilmesini kararlaştırdı. RTÜK Üyesi İsmet Demirdöğen, yaptığı açıklamada bu cezanın televizyon yayınına kadın istismarından verildiğini belirterek, “Kadınların dans ettirilerek, oynatılarak aşağılandığı görüntüler nedeniyle ceza verildi” dedi.
Youtube Fenomenlerini Zorlayacak Bir Karar
Bu yasadan etkilenecek olan bir diğer yayın kolu da, Youtube üzerinden yayın yapan Youtuberlar. Düzenlemenin içeriğinde Youtuberlar da var, fakat onlar için henüz bir bildiri yapılmadı. Fakat bir gerçek var ki, onlarda artık istedikleri şekilde videolar çekemeyecekler. Çektikleri taktirde sansüre ve de para cezasına maruz kalacaklar.
Düzenlemenin bir diğer içeriği de, internette düzenli olarak yapılan her tür ses ve görüntü yayını için lisans almak gerekecek, RTÜK’ün denetimine tabi olunacak. Bu durum Youtube fenomenlerini de bayağı etkileyecek.
YASANIN GENEL BAŞLIKLARI
1. Sosyal medya tabanlı internet haber yayınları: Sosyal medya paylaşım platformları üzerinden düzenli olarak yapılan haber ve yorum yayınları da aynı kapsama girebilecek. Örneğin ‘scope’ tabanlı ‘medyascope. tv’, gazeteci Ünsal Ünlü’nün yine ‘scope’ üzerinden her sabah düzenli olarak yaptığı ‘Gazetelerin yazdıkları – yazamadıkları’ programı da lisans almak zorunda kalabilecek.
2. Ulusal yayın yapan bütün gazetelerin sahip olduğu internet sitelerindeki video haber sayfaları da aynı lisans ve RTÜK denetimi çarkına sokulabilecek. Bunun için video haberlerin yine düzenli olarak yapıldığının tespiti yeterli olacak.
3. Siyasi partilerin faaliyetlerini resmi internet siteleri üzerinden televizyon yayını gibi aktarması da lisans ve denetim zorunluluğuna girecek
4. TV’ler üzerindeki yaptırımlar nedeniyle kanalların internet sitelerinde ‘buz’suz veya ‘bip’siz olarak yayınlanan diziler de RTÜK denetimine girebilecek.
5. Lisans alan internet yayınları, tıpkı televizyon ve radyo kanallarında olduğu gibi RTÜK denetimine girecekler. Tüm bu işlemler Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve RTÜK tarafından altı ay içinde çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenecek.
6. Halihazırdaki televizyon kanallarının ağır denetimi nedeniyle ilgi çeken Netflix, Blu TV, Puhu TV gibi ‘IPTV’ kapsamındaki platformlar da artık RTÜK denetimine girecek. Yayın ihlaline karar verilmesi durumunda bu platformlara erişim de engellenebilecek.
Yasanın amacı, özgürlüğü kısıtlamak mıdır yoksa başka bir şey mi bilinmez. Benim naçizane fikrim, internet bağımsız bir ortam ve kişilerin kendini veya çalışmalarını özgürce ifade edebildiği bir platform. Ayrıca zorunlu değilde seçilebilir olması da cabası. Bana göre doğru bir karar değil! Sansür isteyen televizyondan izler, sansürsüz izlemek isteyen internetten. İnsanlara bu seçeneği sunmak, yayın dünyasındaki illegaliteyi azaltır. Bu karar ile fazlasıyla zor duruma girecek kişi ve kurumlar var. Büyük bütçeler hazırlayan dizi yapımcıları, sanatçıların klipleri vs. Örn; Hadise’nin “Sıfır Tolerans” isimli şarkısına çektiği klip, televizyon kanallarından kaldırılarak para cezasına tabi tutuldu. Yeni düzenleme ile bu klip internette de yayınlanamayacak. Ee bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Prodüksiyona harcanan parayı kim karşılayacak? Reklam masraflarını kim çıkarıp verecek? Her zamanki gibi bunları düşünen tabii ki yok…
Bu yasa ben ve benim gibi eli ayağı internet olan insanları üzdü ve alanını daralttı. Bugün ses ve görüntü kayıtlarına uygulanan sansür, yarın makale ve web site içeriklerine de uygulanacak. Benim için en üzücü tarafıda; en sevdiğim dizilerden biri olan Fi dizisinin de bu nedenle bitirildiğini düşünüyorum. Daha geçen hafta yayınlanan son bölüm hakkındaki düşüncelerimi belirttiğim yazıda “ülkemizde kültür ve sanatın can çekiştiği şu dönemde, Azra Kohen’in böyle sürükleyici ve destansı bir hikayeye imza atması umut verici büyük bir çalışma” yazmıştım. Maalesef kültür ve sanatın artık çekişecek bir canı da kalmadı…